Öykü ile Berk Röportaj

Öykü ve Berk son günlerin en çok konuşulan isimlerinden. Flamencoyu Türk müziği ile harmanlamaları, müziklerini icra ederken eğlenmeleri ve o ışığı bize aktarabilmeleri çok etkiledi beni.. Onları tanıdıkca eminim sizler de etkileneceksiniz..

Albümleri “Kısmet” satışta! Şimdi tanışma zamanı..
Bize birbirinizi anlatır mısınız? Birbiri ile anlaşan 2 kardeş misiniz?
Beraber müzik yaptığımız için anlaşmamamız mümkün değil;biz birbirimizi cok ciddi eleştiren iki kişiyiz fikir ayrılıkları bile bizi çoğu zaman ortak bir noktada birleştiriyor.
Öykü: “Berk çok iyi bir müzisyen, yarattığı fikirleri doğru anlatmayı çok iyi başarıyor. Onunla her şeyi konuşabilirim, çok güvenilirdir. Berk kişileri, olayları farklı bir bakış açısıyla ele alarak başka bir yönden bakmanızı sağlar ve adeta başka bir ışık yanar ve görmediğiniz tarafları görmenizi sağlar.”
Berk: Anlaşmak zorundayız öncelikle çünkü kardeş,arkadaş,dosttan öte.Ne acı kopmuş,küsmüş kardeşliklere.Ayrıca aynı zamanda dünyaya gelmiş olmanın bizim bilmediğimiz fakat anlamaya çalıştığımız sebepleri vardır diye düşünüyorum.Buna sebep yaşadığımız zamana,mekana ve olaylara hayat diyor geçiyoruz amma velakin hayat çok gizemli daha doğrusu o gizemi Öyküyle paylaşmak asıl gizem çünkü bu birleştiğimiz bir yer halbuki herkes yalnızdır ve yalnızlık Allaha mahsustur ironisi.Öykü çok özel bir vokal,iyi bir dinleyici olmak gerekiyor müziği sevmenin ötesinde,farkını algılamak için.
Hiç flamenko dinlememiş bir kişiye flamenkoyu nasıl anlatırdınız?
Öncelikle Flamenko kelimelerle anlatılabilseydi sadece edebiyatta bir yer bulurdu kendisine.Bu kültürü tanımayanları cezp ederken Flamenko,tanıyanları deliye döndürüyor :) Tüm duyguları içinde barındıran bir müzik. Aynı anda hüznü, mutluluğu ,tutkuyu özlemi size hissettirir. Aynı zamanda her zaman farklı hissettiren ve her gün farklı hissederek şekillenen(özellikle icra ederken)bir müzik. Aslında flamenco hayat… tekrarı olmayan,olduğunda yapaylaşan,monotonlaşan.

Flamenko ile yakınlaşmanız ne zaman ve nasıl oldu? Albüm çıkışına kadar olan hikayenizi özetler misiniz?
Kısmet
Bu öykü çok uzun ve dolu bir öykü... Albüm aslında bu süreyi en iyi anlatan çalışma,bu sürenin özeti niteliğinde.9 yaşında başladık flamenco dinlemeye ve hala dinliyoruz çünkü dinleyerek öğreniliyor. Her dinlediğinizde başka birşey keşfediyorsunuz. Biz Türkçe flamenco yapma durumunu her iki kültürü de öğrenerek gerçekleştirdik. İspanyol kültürünü, yaşayaşını da öğrenmeye çalıştık, İspanya’da bulunduk, İspanyolca öğrendik, orda müzik yaptık ordaki hayatı onlarla paylaştık ve bizim kültürümüzle benzerlik gösteren noktaları ortaya çıkardık.Açıkcası bu kadar çok ortak öğe taşıyan iki kültür olduğunu görmek bizi konunun tam merkezine odakladı.Flamenko uzaklarda arama çünkü sen içimdesin taht kurmuşsun kalbime en güzel yerindesin’e döndü. Olması gereken, eksik olduğunu düşündüğümüz bir bağlantıyı kurduk.

Albüm ile ilgili beklentileriniz nelerdir? Albümünüzü bize anlatır mısınız?
Ne kadar cok kişiye ulaşırsak o kadar mutlu oluruz çünkü birşey anlatıyoruz.Müziğin gücü ile edebiyatı birleştirir flamencoda cante,yarısı Garcia Lorcadır mesela letraların.Ne söylediğiniz önem taşır.Yaratıcılığımızı ve kişsel yeteneklerimizi sergilerken, ülkemizin sahip olguğu degerleri koruyarak ve sahip cıkarak bizi tanımayanlara bilmeyenlere sesimizi duyurmak istiyoruz.Türkülerimizin güzelliğini ve Türkiyemizin aslında her anlamda cok zengin bir tarihe, birikime sahip olduğunu anlatıyoruz. İnsani duygular evrensel olmalarına rağmen bu coğrafyada nasıl dile geldiğinin farkını ortaya koyuyoruz.albümün girmesi gereken her eve, gıtmesi gereken her yüreğe ulasacağını düşünüyoruz.

Öykü ve Berk’i dinlemek isteyenler onları canlı izleme olanağı bulacaklar mı? Planlarınız nelerdir?
Web sitemizden performanslarla ilgili detaylı bilgi edinebililrler. www.oykuberk.com
Türkiye’de flamenko nerede ve sizce hak ettiği yerde olması için gerekenler nelerdir?
İlk önce flamenconun tanınması gerekıyor,Türkiyenin heryerinde flamenco sadece bunu anlatan eserlerin üretilmesi gerekiyor gerisi kendiliğinden olusacaktır cünkü flamenconun dogal dinamizmi bu.Hayatın içinde...yanlış bir algı var arbeski ve flamenco acıların müziği olarak algılanıyor halbu ki hayatın kendisi böyle zaten.Bununla beraber eglenmeden gülmeden yasamak cok zor.
“Öykü ve Berk ülkemizde flamenkoyu farklı yorumlayarak flamenkonun eğlenceli hallerini göstermiş, daha fazla sevilmesini sağlamış, popularitesini arttırmıştır.” diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Maskeye ihtiyaç duymayan çıplak bir kültür fakat farklı yüzleri mevcut.
Performanslarınızda veya özel hayatınızda flamenkonun modaya olan yansımaları sizi de etkiliyor mu?
W.Shakespare” giysiler insanın ruhunun aynasıdır” der. Zaman, mekan ve duygularımız bizi nereye götürüyor ise öyle giyinmekten yanayız.
Moda hayatınızın neresinde? Öykü ve Berk’in giyim tarzları nasıldır ve nerelerden alışveriş yapmaktan hoşlanıyorlar?
Ben tam anlamıyla çıldırıyorum moda için ama bu moda kendime yakışanı seçip üstümde taşıdıgım zaman bir anlam ifade ediyor ..genelde rahat ettığimiz kıyafetleri tercih ediyoruz.tarzımız olan seyleri gördüğümüz her yerden alabiliriz.
Öykü ve Berk’e yeni albümleri ve bundan sonraki adımları için başarılar diliyorum. Bize flamenco’yu daha çok sevdirdikleri ve röportajımıza vakit ayırdıkları için de teşekkür ediyorum.

Sema Tülübaş, www.nyc2ist.com 18 Aralık 200

Türkülere Flamenko yorumu

Öykü ve Berk Gürman ilk bakışta, ‘internete bir şarkı koyduk ünlü olduk’ ekolünün bir parçası olarak göründü kimilerine… Zira YouTube’un marifetleri sağ olsun ‘Evlerinin Önü Boyalı Direk’ türküsüne yaptıkları Flamenko yorumu, kısa sürede bir buçuk milyonu aşan bir dinleyici kitlesine ulaştı. İşin aslına gelirsek; 25 yaşındaki ikiz kardeşler Öykü ve Berk Gürman’ın hayatı çocukluklarından beri Flamenko ile yoğrulmaya başlamış. YouTube’da gördükleri ilgiyi “Yaklaşık bir buçuk yıldır albüm için çalışıyoruz. Bu şarkıyı internete tamamen yüzeysel olarak ve biraz da nabız yoklamak için koyduk. Dikkat çekeceğini biliyorduk çünkü dinleyenler için yeni bir şey, ama yaptığımız şeyin algılanmasına sevindik” şeklinde özetliyor. Berk ise “Teknoloji sayesinde her şeye daha kolay ulaşılıyor ancak bu, yanında suni bir durum getiriyor. 3 buçuk dakikalık bir video bizim müzikal hayatımız ve kariyerimiz, ne yapmak istediğimiz hakkında ancak çok yüzeysel bir fikir verebilir. Hemen beğenmek ya da beğenmemek ve hemen eleştirmek toplumun bir parçası olmuş artık. Oysa eleştirmek ve yargılamak için müziğe zaman ayırmak, altındaki felsefeyi anlamak gerek. Müzik herkese ait bir şeydir ve beğeniler değişebilir” cümleleriyle anlatıyor.

Türkçe sözlü Flamenko müzik sahiden de alışkın olduğumuz bir durum değil. Zira ateşli ve tutkulu bir müzik olarak tanıdığımız Flamenko şimdiye kadar sadece İspanyol kültürünün renkli ve coşkulu bir parçası olarak hafızamızdaydı. Gürman kardeşlerin yapmak istediği Flamenko’nun bu coğrafyanın kültürüyle özdeş olduğunu göstermek. Hatta lafı sürekli müzik tarihine getiren Berk’in anlattığına göre Flamenko’nun çıkış noktası bizim kültürümüzün ta kendisi.

FLAMENKO, ARABESKE BENZER

Akdeniz ve Arap müziklerinden de etkiler taşıyan, 4 türkü yorumuyla birlikte 6 tane de kendi bestelerinin yer aldığı ‘Kısmet’ isimli albümlerini We Play etiketiyle yayınlayan kardeşlerin hayatı müzikle geçmiş. Eh, Dire Straits’ten Cat Stevens ve Flamenko’nun ünlü isimlerine kadar iyi bir müzik dinleyicisi olan babayla, radyoda Türk Sanat Müziği icra eden bir annenin çocukları onlar. Üstelik saba makamında ninnilerle uyuyup, küçük yaşlarda dinlemeye başladıkları Flamenko albümleriyle büyümüşler…

Berk’in gitar tutkusu, gitar çalmak için odasına kapanan ve dünyayla ilişkisini kopartan bir büyüğünün, gitarına sevgiyle sarılışını görmesiyle başlamış. 9 yaşındayken tanık olduğu bu sahne onun müzik aşkına düştüğü an olmuş!

Öykü, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Şan Bölümü’nde, Berk ise müziğin okunacak bir şey olmadığına inandığı için Bilgi Üniversitesi’nde ses mühendisliğinde okudu. Sonuç olarak küçük yaşlardan beri içinde oldukları Flamenko’yu kendi çabalarıyla keşfedip, bu müziğin doğasındaki heyecanı hissederek bugüne kadar geldiler. İkisinin de hem fikir olduğu esas bir nokta var ki; o da Flamenko’nun hayatın ta kendisi olduğu! Flamenko’nun Türk müziğiyle birçok makamsal ortak özelliği olduğunu anlatan Öykü’nün düşüncelerine, Berk de ‘Flamenko hayat gibi yani değişken, hüzünlü ve ironik’ diyerek, katıldığını anlatıyor.

Kısacası en eğlenceli sözleri bile acılı bir tavırda söylemek ya da en hüzünlü durumları eğlenerek anlatmak Flamenko’nun ironik yapısının bir örneği. Tıpkı arabesk müzik gibi! Üç yıl kadar Sevilla’da kalıp Flamenko’yu sokakta yaşayan Berk ve Öykü, bu müziğin arabeskle olan bağlantısına şöyle dikkat çekiyor: “İspanya’da insanlara bu müziğin anlamını sorsanız hemen el çırpıp dans etmeye başlar çünkü kelime anlamını bilmiyorlar. Oysa kelimenin kökeni Arapçadır ve ‘ölümsüz çiftçi’ anlamına gelir; emek veren, yorulmayan çiftçi…”

Türkiye’ye gelen Flamenko sanatçılarının da müziklerine duydukları yakınlık sebebiyle Kibariye, Adnan Şenses, Müslüm Gürses gibi isimleri sorduklarını, bu isimlerin müziğini Flamenko olarak nitelendirdiklerini anlatıyor.

Flamenko olarak nitelendirdiklerini anlatıyor.
SELİN ÖZAVCI- Akşam Gazetesi 23 Aralık 2007

Şarkıları önce kulaktan kulağa yayıldı. Herkes birbirine "Youtube’a gir, Evlerinin Önü Boyalı Direk yaz, acaip güzel bir şey çıkıyor" diye mesajlar attı. Youtube’a koydukları video o kadar beğenildi ki, üç ayda izlenme sayısı bir milyonu geçti. Kimdi bunlar? Sevgili mi, kardeş mi?

Öykü ve Berk Gürman (25) ikiz. Berk, Öykü’den on dakika sonra doğdu. Ayrı yumurta ikizleri oldukları için "abi" sayılıyor. Ama "Öykü ile aramızda 10 dakikanın lafı olmaz. Öyle abi-abla muhabbetimiz yok" diyor. Flamenko aracılığıyla bizim topraklarla İspanya arasındaki bağı göstermeye uğraşıyorlar. Bu yüzden arabesk şarkıları, türküleri flamenkoya çeviriyorlar. Özellikle Berk, her sorunun sonunda lafı flamenkonun tarihi, ruhu, İspanya’daki Arap egemenliği, iki kültür arasındaki etkileşimlere getiriyor. "Bizim hayatımızda bu müzik dokuz yaşımızdan beri var" diyorlar. "Albüm için bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Sadece bir internet sitesi ile ortaya çıkmadık!"

Youtube’a koydukları flamenko tarzı "Evlerinin Önü Boyalı Direk" türküsü ile inanılmaz popüler oldular, ama bu tesadüf değil. Senelerin çalışmasının ürünü. "Klasik bir söz ama çocukluğumuzdan beri müzikle büyüdük" diye başlıyorlar söze. Anneleri Ankara Radyosu’nda çalışmış. Babalarının Paco de Lucia hayranlığı onlara da geçmiş. Müzik hep var hayatlarında, ama bu sanata kanalize olmaları Pera Güzel Sanatlar Lisesi’ne gitmeleriyle başlamış.

Lisede Öykü, şan ve keman bölümüne gidiyor. Ama herkes sesini duyduktan sonra, "Senin esas yeteneğin sesin. Bunun üstüne gitmelisin" diyor. O da İTÜ Devlet Konservatuarı Şan bölümünde karar kılıyor. Berk’in hayatı gitar. Eve misafir geldiğinde bile odasından çıkmıyor, günde 7-8 saat gitar çalıyor. Zaten Öykü hep dışa, Berk içe dönük. Öykü gezmeyi, insanlarla diyalog kurmayı seviyor. Berk, iç dünyasında dolaşmayı, müzikle uğraşmayı tercih ediyor.

Berk liseden sonra Bilgi Üniversitesi’nde ses mühendisliği okuyor. Ama gitar ve flamenko tutkusu ağır bastığı için, Sevilla’daki Cristina Heeren Flamenko Akademisi’ne başvurup İspanya’ya gidiyor. Ona göre, "Aslında flamenkonun okulu yok. Bu bir usta-çırak ilişkisi. Sana birinci ağızdan aktarılması gerekiyor. Bu yüzden Sevilla’da çingenelerle, sokakta çalan gruplarla arkadaş oldum. Barlarda çalıştım. Zaten okuldaki eğitimde de hocanın çaldığını öğrenciler dinleyerek, bakarak çalmaya çalışıyor. Öyle eve gidip çalışmak falan yok."

BİZİMKİSİ İKİ RİTİM BİR DARBUKA DEĞİL

Berk, türkü ve flamenkoları birleştirme fikrine üniversitede kapılıyor: "Flamenkoyu Japonlar da seviyor Almanlar da. Ama ben sevmekten öte, kendimi neden bu kadar yakın hissediyorum bu müziğe, diye sordum. Bunun Türkçe’sini yapar, bizden de örnekler gösterirsem, eksik olduğunu düşündüğüm bir bağlantıyı kurarım dedim. Yaptığımız Batı-Doğu sentezi değil, var olan bir şeyi göstermek."

Öykü de buna katılıyor, "Biz türküleri yorumlayan rock gruplarından farklıyız. İki ritim, bir darbuka koyduk, bak flamenko oldu, gibi bir şey yapmıyoruz. Flamenkoyla türkülerimiz arasındaki paralelliği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz."

"Evlerinin Önü Boyalı Direk" türküsünü Youtube’a koymaya, şirketleri We Play ile karar veriyorlar. Amaç insanların nasıl tepki göstereceğini görmek. Sadece arkadaşlarına haber veriyorlar, videoyu izlesinler diye. Ama bir hafta sonra iş çığrından çıkıyor. Üç ay sonra bugün izlenme sayısı bir milyonu geçmiş durumda.

BENİM SADIK YARİM GİTARIMDIR DİYORUM

Öykü ve Berk’i, internetten görenler önce sevgili olduğunu düşündü. Bu yüzden üstüne basa basa söylüyorlar, "Sevgili değiliz. Gerçekten ikiziz!" Youtube’da çıkan görüntülerin ardından Öykü’ye hayran olan, evlenme teklif etmeyi düşünenlere üzücü bir haberimiz var: Öykü nişanlı. Üç yıldır beraber olduğu sevgilisi çocuk yuvası işletiyor.

Berk ise sevgilisi olup olmadığı sorusuna, "Benim sadık yarim gitarımdır, noktasındayım" diye yanıt veriyor. Hayatta en büyük aşkı müzik olduğu için, kendisiyle beraber olacak kızın, müziği en azından sevmesi gerektiğini söylüyor: "Kendisi ilgilenmese de olur ama en azından sevmeli, çünkü ’Bu adam deli mi, sekiz saattir gitarla içeride ne yapıyor!’ gibi tepkiler aldığımda işler karışıyor."

ARAMIZDA TELEPATİK BİR BAĞ VAR

Aralarında ikizlere mahsus çok özel bir bağ olduğunu düşünüyorlar. Berk anlatıyor: "Mesela Sevilla’da çok kötü bir gün geçiriyordum; Öykü’yü aramak için tam ankesörlü telefona giderken, ondan bana mesaj geldi. Ben apandisit ameliyatı oldum; bir hafta sonra da Öykü oldu." Öykü "Aramızda kesin telepatik bir bağ var. Aynı cümleleri kuruyoruz, aynı yorumu yapıyoruz" diyor.

İkisi de solak. Berk Sevilla’daki akademide sol elle gitar çalan tek kişiymiş.

Bir de ufak kardeşleri var. Adı Doğa. Seneye ilkokula başlayacak.

Müslüm Gürses ve Kibariye’yi seviyorlar. Hatta Öykü, "Kibariye ile şarkı söylemeyi çok isterim" diyor.

KISMETSE TUTAR

Öykü ve Berk’in, önümüzdeki hafta piysaya çıkacacak albümlerinin adı Kısmet. We Play etiketiyle çıkıyor. Öykü, "kader değil, kısmet koyduk ismini" diyor. Berk, "Kısmet sözlükte Allah’ın uygun gördüğü şekil olarak geçiyor. Biz elimizden geleni yaparız, vicdanen rahatızdır; gerisi artık bizi ilgilendirmez gibi bir durum" diye açıklıyor bu ismi. Albümde dört türkü yorumu, altı tane de kendi besteleri var.

BU MÜZİĞİN RUHU BAKIŞMADA KAŞ GÖZDE

Öykü ve Berk’in ilk klipleri Evlerinin Önü Boyalı Direk türküsü için yapıldı. Yönetmenliğini, albümün müzik direktörü Cem Köksal üstlendi. Youtube’daki video için yapılan yorumlarda, "Bu kız neden devamlı oturuyor" diyenler çok olduğu için, klipte Öykü’nün ayakta çekilmiş sahneleri bulunuyor. Ama genelde karşılıklı oturup bakışarak şarkı söylüyorlar. Berk, "Bu çocukla kız neden devamlı bakışıyor, diyorlar ama bu müzik böyle. Atak yapacağın kısmı bakışarak anlaman, kaş-göz işareti yapman gerekiyor. Bu müziğin ruhu burada” diyor.

Simla Yerlikaya – Hürriyet Cumartesi 15 Aralık 2007

Danos tu comentario